Vay Başıma Gelenler

 Ben size diyorum “drama queen” lafı bana söylenmiş. Hayatım trajikomik! Böyle bişi olur üzülsem mi gülsem mi diye arada kalırsınız ya hah işte o benim. Adeta bir çocuğu başını klozete sokan anne modeliyim. Kızsam kızamıyorum gülsem gülemiyorum.

 Tüm bunlar nerden başladı biliyonuz mu? 17 yaşında babam bana gıpgıcır bir cep telefonu aldı 2000 sonrası doğanlar anlamaz, 17 yaşında cep telefonuna sahip olmak acaip havalı bi şeydi ozaman. Telefon elimde saçlarımı ağır çekimdeymiş gibi sağa sola savurup yürüyorum. Arada çantamdan çıkarıp telefonuma bakıp geri koyuyorum. Sanki biri arıcakmış gibi.. Kontörler parmak sayımız kadar varsa çok şanslıydık. Çaldırıp kapatma diye bişi vardı ne araması allasen sdhasdhads Hayır bi de çantamdan telefonu çıkardığımda avcumda sımsıkı tutuyorum biri gelip çalmasın diye. Böyle bi sahipleniş. Eve doğru yürürken mahalle arkadaşlarımın toplaştığı grubun önünden geçiyordum. Telefonumu göstereceğim ya çantamdan çıkardım, bi havayla çok önemli bişi yapıyomuş gibi iki kurcaladım ve tekrar çantama attım. Ben çantama attığımı sanıyordum meğer yere atmışım. Ve sonra o caaağnım telefona taş sanarak bastım – kaydım – düştüm. Düşmek derken baya arkaya doğru uçaraktan…

 İşte bu benim lanetim. Bu olay ile başlayan zavallı trajikomik hayatım düşmek ve düştüğün yere üzülmeyip gülmekle geçti.  Sonra Ela doğdu. Lenfoma geldi tedavi başladı. Düştüğüm yerde ağlayabilirdim. Kemoterapi etkileri korkutuyordu. Çünkü nasıl olduğunu çok iyi biliyordum. Ama meğer benim antikor’um Ela imiş. Vücuduma zehiri enjekte ettikleri an enerji üretip güç verebiliyormuş. O yüzden düştüğüm yerde yine gülmeye başladım. Kemoterapiye “hamdolsun” dedim çünkü 4 aylık bebeğimi bırakıp işe dönmek zorundayken uzun sürecek tedavim sayesinde doyasıya vakit geçiriyorduk.

 İyi kötü düzen oluşturduk. İnsan gerçekten herşeye alışıyor. Tedaviyi alıp evime dönüp kızımla ilgileniyordum. Kan değerlerim düşüp halsizleştiğim 2-3 gün kayınvalidem ya da eşimden yardım alıyordum. 2 haftada bir olan tedavileri bu şekilde atlatıyorduk.

 Ve Ela 6 aylık oldu. Benim hayatım rutine oturur mu? Tabii ki hayır. Lanetim geri döndü!! 6. ay aşıları için sağlık ocağından arandık. Hemşiremiz dünya tatlısı bir kadın, sadece Ela ile ilgilenmez her daim sağlığımı sorar ve çok hassas davranır. Ama şans bu ya izinli olduğu döneme denk geldi.
Aşı yapacak olan geçici hemşiremize kemoterapi gördüğümü Ela’ya canlı aşı yapılmasının yasak olduğunu söyledim. Çünkü canlı aşı vücutta bir süre yaşamaya devam ettiği için, bebeğin teması bağışıklığı düşük olan insanlar (yaşlılar, kemoterapi görenler vs.) için çok tehlikeli.
 Bu çok bilmemiş hemşiremiz “6. ayda canlı aşı yok” dedi kendinden emin bir şekilde. Ben de inandım. O esnada çocuğumun canı ne kadar yanacak ona odaklandığım için çok da üzerinde durmadım. Meğer ağızdan yapılan polio (çocuk felci aşısı) canlı aşıymış, ve bunu bilmediğim için bebeğimi takip eden 2 gün boyunca ağzından burnundan ve dötünden bolca öpmüş bulundum. (hastalık ağızdan tükürük yoluyla ya da bebek kakasından bulaşıyor)
 İnstagramda bir yorum aldım, kadıncağız bana “dikkat et canlı aşı yapıyolar 6. ayda” dedi ben kendimden son derece emin “yoooğ yapılmıyo ki, ben sordum ki, öyle bişi yok ki” havalarına girip cevap verdim. Ama aklıma kurt düştü bi kere. Gecenin bi yarısı hemen kendi hemşiremize yazdım. “Evet çocuk felci aşısı yapılmış” dediği an ayak parmaklarımdan girip olmayan saç diplerimden çıkan panik dalgasını size anlatayım. Kendini yerden yere vurarak ağlayan bir Ayşenur hayal edin sadece. Edemediniz di mi? O kadar karmaşık duygular yaşıyordum ki, istem dışı odada dolanıp ağlayıp bağırıp dizlerimin üstüne düşüyordum.

 Nolcak şimdi? Hastalığı kaptıysam felç mi olacağım?
 Hemşirenin ağzına s.çmak istiyorum!!
 Elaya kim bakacak?
 O kadını parçalamak istiyorum!!
 Ulen o kadar ayrı kalmiyim diye kendimi yırtarken başıma gelenlerrr (kel kafama vura vura ağlama sahnesi)
 Tırnaklarımla gözlerini oyacağım!!
 Yüzünü görmeden uyuyamıyorum diye yatağın yanındaki beşiğe koyamadığım bebeğim ile ayrı odalarda kalmak zorundayım!
 Altını değiştirmem yasak!
 Öpmem yasak!
 Ben bu kadının aşıyı yapan ellerini koparacağım!!!

“30 yaşında çocuk felci mi olcan lan puhahaha” diye dalga geçen kocam delirmiş halimi görünce bi dondu kaldı. Sonra bi milyon farklı şey söyleyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. Tabii ki hiç birini hatırlamıyorum. Çünkü sadece Ela ile ayrı odalarda kalmak zorunda kalmak bile kadını evire çevire dövmek için şahane sebepti…

 Sonra ne mi oldu? Annemleri çağırdık İzmirden apar topar çıkıp geldiler. Sadece sırtını öperek oyunlar oynayarak avunmaya çalışıyorum. Aşının etkisinin geçmesini ve yeniden birlikte yatacağımız günleri bekliyorum. Bi yandan bağışıklığımı yükseltmeye çalışıyorum. Aşının etkisi doktordan doktora değişiyor. Kimi 2 haftada geçer derken, kimi 3 ayda geçer diyor. (Ben 2 haftayı baz alacağım) Tüm bu süreç içinde hastalık bana geçmiş olursa 3. sayfa haberlerinde beni gördüğünüzde en azından artık sebebini biliyor olacaksınız.

Öpücükler

Bir Cevap Yazın

Navigate
Tasarım : Blogger Tasarım