Hatıra Çerçeveleri

Ben düğün hatıralarımın orda burda çürümemeleri için böyle bir çözüm bulmuştum 2 yıl önce. İçine Savaş’ın damat papyonunu, benim gelin tacımı, davetiyemizi ve gelin çiçeğimden ufak bir demet koymuştum. Ama bir şeyi hesap etmemişim. Taze çiçeklerden oluşan gelin buketimi kurutup içine koydum da onlar bir süre sonra böceklendi. “Nasılsa kapalı çerçeve, orda ne kadar yaşayabilirler ki bi süre sonra ölür gerizekalılar” dedim, çiçekleri yiye yiye içerde koloni kurmuşlar meğersem. Evde de böcek ilacı yok diye çamaşır suyu döktüm. Öldürmese bile süründürür mantığıyla. Bu kez çiçekler çürüdü 🙂 Geri dönüşü olmayan bir yoldaydım mecbur çiçekleri attım yerine yapma çiçek kullandım.
Fon olarak kumaş kullandım ben. Hatta çok saçma bi kumaş, Karaca’dan aldığım mutfak bezi! 🙂 Siz istediğiniz deseni bir kağıda bastırıp da kullanabilirsiniz. 
Ela’nın çerçevesinde yine aynı kumaşın desenli kısmını kullandım. Kumaşı çerçevenin arka ahşap kısmına silikonla yapıştırdım. Hamilelik testim, Ela için yaptırdığımız “panda” etiketi, ilk patikleri, hastane bilekliği, yüzünün gözüktüğü ultrason kağıdı ve alçıdan ayak izi bulunuyor.
Çerçeveler antrede yerini aldı ama hala üşengeçliğim sayesinde alt kısımları dolduramadım. Siyah beyaz aile fotoğrafları düşünüyorum. Madem bir anı köşesi olacak eski tarz eşyalar olmalıydı. O yüzden Balat’tan bir eskiciden 80 liraya harap halde aldığımız bu eski singer dikiş makinesi ayağını burada kullanmalıydık.
Paslı yerlerini zımparaladıktan sonra siyah boya ile genelini boyadım. Altın sarısı ile de detaylarını ortaya çıkardım.
Masanın üzerindeki ahşap aslında tv ünitemizin gereksiz bir parçasıydı, evdeki tüm fazla eşyaları atmayı hayatımın gayesi belirlemişken burada kullanabileceğim aklıma geldi de atılmaktan kurtuldu zavallı. Eski eşyalar demişken bu köşeye aslında aşağıdaki gibi bir “crosley pikap” düşünüyorduk ama Ela’nın doğumu, kanser tedavisi derken ona sıra gelmedi.
Biz de retro görünümlü bu usb bile çalabilen teknoloji harikası radyoyu 80 liraya Eminönü şarkhan’dan bulunca en azından konsepti yakalıyor diyerekten köşemize kondurduk.
Elime gelen her canlı çiçeği sukulent olsun kaktüs olsun fesleğen olsun öldürme potansiyelimden dolayı tabii ki Paşabahçe’den aldığım bu cam objenin içine yapma sukulent koyacaktım. Ama henüz kimse yapma olduğunu anlamadı. Yine Eminönü şarkhan karşısında yapma çiçek cenneti olan bi dükkan var. Ordan buldum.
Bu da çerçeveyi arayıp bulamayanlar için büyük hizmet. İkea ribba çerçeve olarak geçiyor. İçi biraz derin. Haydi anılarımızı biriktirmeye. Yaparsanız beni de etiketlemeyi unutmayın, ben de görim bakim neler yaptınız 🙂

Bir Cevap Yazın

Navigate
Tasarım : Blogger Tasarım