Bir Düğün Hikayesi

 O gün yaklaştıkça herşey o kadar sıkıştı ki, o yoğunlukta çoğu ayrıntıyı fotoğraflayamadım. Hadi ben fotoğraflayamadım, kimsenin de aklına gelmemiş maşallah herkes leyla 🙂 Herkes o kadar heycanlıydı ki ben “birşeyin ters gittiği anda sinir krizi geçirmesi kaçınılmaz olan ben” inanılmaz sakin ve telaşsızdım 🙂

 İlk başta davetiye gönderemediğimiz sosyal medya aracılığı ile davet edeceğimiz arkadaşlarımız için ufak bir “save the date” fotoğrafı hazırladım.

Kına gecesi hediyeliklerini kendim hazırladım, minik karton poşetlerin içine kına, çerez, mum ve oynamaların olmazsa olmazı mendil ekledim. Bir de ufak bir etiket tasarladım. Kapış kapış gitti. Ayy minicik kına için birbirini ezen teyzeler oldu korkulur bunlardan 🙂
 Bu arada bütün malzemeler kına cenneti eminönünden 😀

Kına tepsim ve konuşma balonları en sevdiğim ayrıntılardı.

Bütün ayrıntılar fuşya pembe ve mor üzerine kuruldu, mekanın rengi de bindallımın rengi de ona göre ayarlandı.

Kına gecesi ne kadar stressiz ve eğlenceli geçtiyse düğün günü de öyle başladı ve öyle bitti. Damat bey beni kuaförden almaya geldiğinde duran gelin arabasına araba çarptı ona bile güldük geçtik.

Gelin arabası demişken, kendisi benden çok konuşuldu, günün gözdesi oldu! Arabayı süsletmedik, dostlarımızın yardımı ile kendimiz süsledik. Mükemmel oldu 🙂

Bütün sağdıçlar düğünümüze smokin ile geldiler, bi ben nedimeleri organize edemedim 🙂

 Gelin ayakkabım “Nine West” gayet düz bir ayakkabı olmasına rağmen ayakkabının tabanına hasta olup aldım 🙂 Evet az manyağım 🙂

 Tırnaklar tabi ki takma, gelin olmanın şanında vardır takma tırnak 🙂 Fiyonklu tırnaklarımı düğün için Claire’s ten almıştım.

 En büyük aksiliği fotoğraf çekiminde yaşadık. Fotoğrafçımız köprü trafiğine takılıp gelemedi. Fotoğraf makinalarını en yakın arkadaşlarımızın eline tutuşturduk, amatör olarak çekimi yaptık. Hoş hiç şikayet etmedik moral bozmadık. Ama içimizde kaldı, biz de yıldönümümüzde yeniden çekim yapmaya karar verdik 🙂

 Bu arada gelin çiçeğini tamamen unuttuk, nasıl birşey yaptıracağımı bile bilmiyordum zaten. Kocam koştu kendi zevkine göre yaptırdı, düğüne yetiştirdi 🙂

 Biz erdik muradımıza.. Düğünden çıkıp balayına ameliyata gideceğimizden dolayı planlı bir balayı yapamadık. Ama bal kocamın içine sinmediği için Çırağan Sarayında 3 günlük ufak bir süpriz balayı ayarladı. Şansımıza hava o kadar güzeldi ki Kasım’da havuza girdik, üstüne güneşlendik.

 1 ayda hiç birşeyimiz eksik kalmadan çok eğlenerek hazırlandık ve evlendik.
 Bende bu şans bu koca oldukça bu hastalık beni yenemez!!..

Bir Cevap Yazın

Navigate
Tasarım : Blogger Tasarım