Bir Minicik Süpriz…

  Bir garip tesadüf ile bir mucizenin içimde yeşerdiğini öğrenmiş bulunmaktaydım. 10 saatlik kapadokya yoluna çıkmak üzere Savaşı işten almaya gidiyorum ama ölücem heycandan. Yarım saatlik yol boyunca mutluluk göz yaşlarım durmadığı için gözlerim şişti bi kere. Güya süpriz yapıcam adama, suratıma bakınca anlıcak zaten!
 Tanıştığımızdan beri bir gün bebeğimiz olursa bunu, bir akşam yemeğinde O’na içinde minik bebek patikleri olan hediye paketini uzatarak söylemeyi hayal ettim. Ben susacaktım, O paketi eline alınca şaşkınlıkla anlayacaktı.!
 Yol üzerinde alışveriş merkezinde durdum koştur koştur içeri girerken, “napıyon kızım sen az ağır ol artık koşmak yok” diye kendi kendime konuşurken içeri daldım. Artık alışveriş merkezlerindeki dedektörlerden geçip masumuma zarar vermeyeceğime göre 3 haftalık “olmayan” karnımı gerine gerine tutup güvenliğe sırıtıp yandan geçiverdim 🙂 Hayatımda ilk kez bebek mağazasına girdiğim için mal gibi kaldım nereye bakıcam ne tarafa gidicem hiç bi fikrim yok. Görevli kız gelince ona sordum utanıp çekinerek. “Yeni doğan patiği istiyorum” diye. Tek bi tane varmış zaten, onu da elime tutuşturuverdi. Kardeeeş o bit kadar şey ne kadar pahalı öyle, bundan sonra hoşçakal “cicili tabaklar” aklımda olan milyon dekorasyon fikirleri. Hoşgeldin yeni hayatım! 😀

 Hediye paketini çantama tıkıştırdım, kocayı işten aldım, ben uyumak üzere yan koltuğa kuruldum. Çünkü benim için uzun yol uyumak içindir. Gel gör ki heycandan gözüme uyku girmiyor. Normalde kapıdan çıkınca kafayı koyup diğer kapıdan girene kadar uyuduğum için Savaş da şaşırdı bu duruma. Değiştim artık yollarda uyumuyorum diye mutlu falan oldu garibim 😀 Saçma sapan konuşuyorum, midem mi bulanıyo diye kendimi tartıyorum, aa canım sanki kiraz istedi diye düşünüp eğleniyorum. İç dünyamda kendimle kavga ediyorum. “Mola yerinde söylücem dayanamıyorum, torpidoya mı koysam hediyeyi orda bulsa, ya az kaldı accık daha dayan, dayanamıyooom söylücem” gelgitleriyle otele vardık şükür ki.
 Zaten geldiğimizde gece yarısına yaklaşmıştı, yıldönümüne giriyorduk. Oh tam zamanı artık söyleyebilirim diyodum ki, kapıdan içeri girer girmez tuvalete koştu öküz! Fırsat bu fırsat hemen telefonu video moduna getirip görünmeyecek bi yere sakladım, hediye paketini arkama sakladım, yatağa oturdum bekliyorum. 15 dakka oldu yok yarım saat oldu yok! Adam tuvaletten çıkmıyor. “Napıyon orda beaa” diye çemkirince çıktı. Elimi arkada görünce anladı bişiler döndüğünü. Dedim “otur! Hep sen mi bana süpriz yapacaksın, benim de sana bi süprizim var. Sana hediye aldım” diyerek paketi eline verdim. Açtı, bir pakete bir bana sonra bi daha pakete baktı ve “valla mı!” dedi ve boynuma atladı! Sonra biz atladık ve nöbetçi eczane aramaya başladık. Çünkü gerçek olduğuna hala inanamadığımız için bu olaydan sonraki iki gün tam 6 kez gebelik testine işedim!
 O kadar tatmin olmuyorduk ki, Savaş “ver bi teste de ben işiyim farkı gör” diyince dedim saçmalıyoruz biz tatil dönüşü gidip bi kan daha verelim! 3 gün sonra minik mucizemizin kesesini görünce biraz daha rahatlamıştık… Ha bu arada video, kocam yarım saat WC’de kaldığından dolayı hafızayı bitirmiş, yarım kalmış! Hiç bişiyi çekememiş…

Bir Cevap Yazın

Navigate
Tasarım : Blogger Tasarım